Endülüs Özerk Bölgesi ayrı bir ruh, ayrı bir kültür… Barcelona, Madrid, Valencia, Bilbao ve diğer tüm büyük şehirlerden farklı bir sıcaklık bulabileceğiniz insanların sanki hep mutlu olduğu ve hayatın tadını çıkaracak bir şeyler bulduğunu düşündüren bölgenin başkenti Sevilla. Hep mutluluk dedim ama Flamenko hariç 🙂 o hem tutku , hem aşk hem hüzün … yanık seslerin çoğu acı çekmiş ruhların hikayelerini anlatıyor ama eğer Cadiz veya Sevilla ‘ya yolunuz düşerse gerçek bir flamenko gösterisi izlemenizi tavsiye ederim. Çok kalabalık değil 20-30 kişilik salonlarda müzisyenler eşliğinde olanları özellikle… Hatta daha önce bir kaç kez yaptığım ve giden arkadaşlarıma önerdiğim rota şudur: Malagaya uçun THY nin direkt tarifeli uçuşları var son dakikaya kalırsanız feci pahalı çünkü yazın güney İspanya sadece yabancı turistlerin değil İspanyol Turistlerin de popüler destinasyonlarından. Malaga havalimanından bir araba kiralayın ve sırayla Marbella, Tarifa, Gibraltar (ingiliz yönetiminde olduğu için İngiltere vizesi olmadan giremiyorsunuz) , Cadiz, Sevilla, Cordoba, Granada ve Malaga şeklinde harika bir çember çizerek her şehirde 1-2 gece geçirerek Endülüs ve Gitana / Gypsy kültürünü (İspanyol Çingenesi) tanımış olacaksınız.
Endülüs Kültürü için birkaç paragraf elbette yetersiz olacaktır, mimarisi, etnik yapısı, müzikleri, dansları hatta birçok alışkanlıkları bile İspanya’nın genelinden oldukça farklı. Uzun süre Arap İstilasında kalan ve Müslümanlığa geçen bölge halkı kendi içinde samimi bir kültür oluşturmuş. Sıcak iklimden kaynaklanan özellikler de eklenmiş daracık Sokaklar (Ancha deniyor) insanlara gölge yapıyor, küçük pencereli taş evler, muazzam gösterişli kapılar ve her kapının ardında binaların sizi serinleten huzura kavuşturan cennet gibi avlular (Patio).

Geniş meydanlar, kocaman yapraklı bitkiler, uzun ve geniş kumsallar (gel git çok olduğu için), berrak bir deniz, bolca balık, hafif bir meltem (asla bitmiyor), kulağa gelen gitar sesi, yanık bir flamenko tınısı, bol dalga, bol şarap (genellikle tinto da verano denilen buzlu yaz şarabı veya Jerez denilen yüksek alkollü aromatik şaraplar soğuk içiliyor)

Cadiz için ayrıca bir yazı yazacağım çünkü orada çok anım var okulum, Şef hocam ve Cadiz’li dostlarımdan öğrendiklerim 🙂
Hatırlatmadan geçmeyeyim Sevilla, Cordoba ve Granada iç kısımda kaldıkları için yazın çok sıcak olabiliyor. Ben sıcakta fena olurum dayanamam derseniz şehri gezebilmeniz zor , sıcak sever biri olarak ben bile Sevilla’da baya zorlanıyorum, bu keyfi bahar aylarına bırakmanızı tavsiye ederim.
Cadiz, Tarifa, Malaga, Marbella uzun ve güzel plaj hattı ile yaz için biçilmiş kaftan ancak Tarifa biraz extreme spor severlere daha çok hitap edebilir. Çünkü sürekli afrika’dan gelen ılık rüzgarı alan İspanya’nın Atlantik okyanusu kıyıları aynı zamanda Kite Surf ve Dalga Sörfü tutkunlarının da en uğrak yeri.

Gelelim mutfağına Endülüs Mutfağı denince aklıma ilk gelenler enfes deniz mahsülleri ve özellikle Pesciato Frito (kızartma balık çeşitleri), caracoles(salyangoz) , Cazon ( cazon en adobado tarifini ayrıca vereceğim ama bir çeşit köpek balığı olduğunu belirteyim), Gazpacho (soğuk domates çorbası)Tortilla de Camarones (Cadiz de en çok yediğim ve yanında buz gibi bir kadeh Jerez ile tek geçtiğim lezzet, mini bir karides çeşidi olan camaronların buğday unu ve nohut unu ile incecik bir cips halinde kızartılması)

Pesciato Frito (kızartma balık tabağı) klasik bir Güney İspanya Tabağı

Migas (ufalanmış ekmek parçaları ve chorizo ile yapılan en basit yemek, İspanya da çoban yemeği de denir) Mojama (Önce tuzlanan, ardından da açık havada, güneş altında asılarak kurutulan ton balığı ”mojama”, incecik dilimlenerek ve üzerinde zeytinyağı gezdirilerek, çoğunlukla da kızartılmış ekmekle birlikte tüketiliyor, Cadiz de Las Flores Meydanında yer alan aynı isimli restoran bu lezzette ve Cazon da oldukça ünlü)

Alcachofas a la montillana : el pimpi’nin menusunden tipik bir Eldulus tabagiEnginar güney İspanya’da farklı tariflerde sıkça kullanılan bildiğiniz gibi çok da faydalı bir sebze. El Pimpi de Malaga’nın en ünlü restoranı onlardan tarifi alamadım elbette ama farklı bir “Alcachofas a la montillana” Jamonlu Enginar tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Jamonlu Enginar tarifi (4 kişilik porsiyon)
Bakın olmazsa olmaz dediklerim işte yine var sarımsak, jamon, safran :)Türkiye’de bulamayacağımız malzemeler çok ama belki siz kendi yorumlarınız ile farklı şekillerde yapabilirsiniz.
Malzemeler:
1 kg enginar kalbi
1/2 kuru soğan
4 diş sarımsak
220 gr caldo de jamon ( domuz jambonu suyu elbette burada bulmanız zor gelin et suyunda anlaşalım)
200 gr beyaz şarap
8 gr mayonez
1 dal nane
Bir tutam safran
Saf zeytin yağı
60 gr Jamon Serrano (domuz Jambonu)
Normalde enginar pişirirken okside olmaması için soyar, iyice yıkar ve limondu suda bekletiriz. Ama tarifte işler biraz farklı enginarları önce güzelce pişiriyor sonra soyuyoruz.Bir başka tencerede ince kıyılmış soğan ve sarımsakları zeytinyağı ile öldürüyoruz. Biraz tuz ilave edip karamelize oluncaya kadar pişiriyoruz.
Sonra içine beyaz şarabı ve enginarları ilave ediyor ve kısık ateşte pişiriyoruz. İçine biraz Mısır nişastası ve caldo de jamon (dediğim gibi bunun yerine et suyu koyabilirsiniz) ilave ediyoruz, en son nane ve safranı ekleyerek karıştırıyoruz.Suyunu iyice çekip sosu homojen ve parlak bir hal alıncaya kadar pişiriyoruz.Ve ateşten alırken içine ince ince doğradığımız Jambonlarımızı karıştırıyoruz.
Servis önerisinde elbette bir İspanyol şarabı ile Montilla-Moriles, bir de leziz sosunun tadına varabilmek için yanında ekmek.
Afiyet olsun , ¡Buen provecho!